Bugün size sadece 102 sayfada romanlaştırılmış, büyülü ama bir o kadar da dokunaklı bir kısa romanı tanıtmak istiyorum. Özellikle farklı kültürlerde kadın hikayeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hassasiyeti olan takipçilerime önermek istiyorum.
“Simdi sana söylüyorum; karanlığın pesine düs, karanlığın pesinden karanlığa gömül. Başta dibe in, derinlere, en derine varinca ışığı zirvede, kendi ellerinin içinde, yaninda göreceksin. Iste bu, insan olmak demektir. İnsan ol!” Shahrush Pasipur
Kitabı Türkçeye çok yakın dostum kazandırdı. Tahran doğumlu yakın arkadaşım mühendislik eğitimini Istanbul’da tamamladı. Şimdi ise Istanbul-Milano hattında işlerini devam ettiriyor. Türk edebiyatında güncel pek çok kitabı Farsçaya çevirerek Iran’da yayınlanmasını sağladı. Farklı müstear adlarla Türkiye’de kitap ve çevirilerini yayınlamaktadır. Daha önce de blogumda sayesinde Iran Edebiyatından pek çok yazar ve kitabıyla tanışma fırsatı elde ettim. Kısa süre önce de; Erkeksiz Kadınlar çevirisi Can yayınları etiketi ile okurlarla buluştu. 30 dilde yayınlanan dünya çapında adından söz ettiren bu kısa romanın türkçeye kazandırılması çok değerli.
Kitabın yazarı İranlı yazar Shahrush Parsipur , Iran edebiyatının önemli isimlerinden . Erkeksiz Kadınlar ilk defa 1989 yılında yayınlandı. Yayınlanır yayınlanmazda tahmin edileceği üzere yarattığı etki ile hemen yasaklandı. Toplumun ahlak kurallarına uymadığı için sürekli baskı ve uyarı altında yaşayan Parsipur ülkeyi terkedrek ABD’ye yerleşmek zorunda kaldı.
Sharnush Parsipur 2023 yılında Nobel Edebiyat Ödülleri adayları arasında adı geçiyordu. İran’daki kadınların sesini duyurma ve onların özgürlük mücadelesini yansıtma çabası, Parsipur’un edebi kariyerinin temel taşlarından biri oldu. Parsipur kitaplarındaki kadın kahramanlar ve kadın eksenli hikayeleriyle Iran edebiyatının tartışmasız en feminist yazarlarından birisidir.
Erkeksiz kadınlar Iranlı fotoğraf sanatçısı Şirin Nesat tarafından sinemaya uyarlanmıştır. 2009 yılında sinemaya aktarılan bu hikaye, Venedik film festivalinde de Şirin Neshata yönetmen olarak gümüş aslan kazandırdı.
Bu kitap, İranlı kadınların yaşadığı zorlukları, toplumun dayattığı normları ve bireysel özgürlüğe duyulan derin arzuyu,büyüleyici bir formatta ustaca işleyen bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Parsipur, güçlü anlatımı ve derin karakter betimlemeleriyle okuru İran’ın iç dünyasına davet ediyor.
Parsipur farklı kadın profillerini gerçekçi ve samimi bir dille tanımlarken, bir yandan da surreal yaklaşımla hikayelerini farklı bir boyuta taşımaktadır. Bu kitap masalsı bir akışta gerçek ve surreal temaların iç içe geçtiği bir örüntüde akıyor. Kitabın beş kahramanı yeri geliyor ölüyor, sonra tekrar dirilir, toprağa gömülür ve bir ağaca dönüşür. Yeri gelir bir lotus çiçeği doğurur. Böylesine gerçeküstü deneyimleri yaşayan kahramanlar için bir yandan da Tahran’da dönemin sosyal olguları ve etkileri de anlatılmaktadır.
Aynı andan birkaç kitabı okumak gibi bir huyum var. Bu kitapta da öyle oldu ancak kitabın yarısına geldiğimde odaklanmadığım için ana temayı kaçırdığımı farkettim ve tekrar kitabı bu sefer kitabın kahramanları ile bağ kurarak okumaya başladım. Hızlıca da aktı gitti.
“Erkeksiz Kadınlar”, 1950’lerin İran’ında geçen ve beş kadının hayatını anlatan kısa bir roman. Bu kadınlar, toplumun katı normlarından kaçmak ve kendi kimliklerini bulmak için mücadele içindeler. Zerrinkulah, Munis, Faize, Ferruhlika ve Mehdokht, farklı profil ve hayallere sahip olsalar da, kaderlerinden kaçarken özgürlük arayışları onları bir araya getirir. Kadınlar, erkek egemen bir toplumda kendi seslerini bulmak ve hayatta kalmak için çaba sarf ederler. Parsipur, bu karakterler aracılığıyla kadınların yaşadığı baskıları, hayal kırıklıklarını ve özgürlük mücadelelerini derinlemesine işler ve erkeksiz bir dünya kurar.
Kitabın en etkileyici yanlarından biri, Parsipur’un karakterlerinin iç dünyalarını ve duygusal mücadelelerini olağanüstü bir hassasiyetle yansıtmasıdır. Zerrinkolah’ın özgürlük arayışı, Munis’in kendini bulma çabası ve Faize’nin toplumsal normlarla mücadelesi oldukça etkileyici…Parsipur’un anlatım tarzı, okuru adeta karakterlerin dünyasına çekip onların duygularını hissetmeni sağlıyor.
Kitabın dilimize kazandırılması, okurlar için büyük bir kazanç. Parsipur’un eşsiz anlatımı, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularına ilgi duyan , İran edebiyatını taip eden herkes için ilgi çekici olacaktır. herkes için mutlaka okunması gereken bir eser olarak öne çıkar. “Erkeksiz Kadınlar”,
Erkeksiz Kadınlardaki beş kadın kendi hikayelerini yazıyor. Kadınların hikayeleri ile ahlakı, ölümü, ilişkileri, aileyi Tahran’ın eteklerinde bir bağ evinde tekrar yorumluyorsunuz.