Aix-en Provence
“Aix, bana yaşamayı öğretti. Her şey burada başladı, her şey burada biter.”
–Paul Cézanne
Mimoza kokuları arasında yürürken, pastel renkli taş binaların gölgesinde bir zaman yolculuğuna çıkarsınız Aix-en-Provence’ta. Zaman burada daha yumuşak akar. Akdeniz güneşinin dans ettiği dar sokaklarda tarih, sanat ve zarafet iç içe geçmiş gibidir. Provence’ın kalbi sayılan bu şehir, sadece estetik bir durak değil; aynı zamanda Fransız yaşam tarzının en rafine haliyle vücut bulduğu bir yer.
Aix-en-Provence, Fransa’nın güneydoğusunda, Marsilya’nın yaklaşık 30 km kuzeyinde yer alıyor. Biz araba kiraladığımız için Marsilya’dan Aix-en Provence ‘e yarım saatte ulaştık. Trenle de en fazla 30 dakikalık yolculukla ulaşabilirsiniz. Aix-en-Provence, tam bir Provence rüyası! Pastel renkli binalar, çeşmelerle süslü meydanlar ve ağaçlı bulvarlarıyla adeta bir tablo gibiydi.Lavanta dönemi olmasa da Mimozaların bizi karşıladığını söyleyebilirim.
“Suyun şehri” olarak bilinir; çünkü Roma döneminden kalma termal kaynakları, şehir mimarisine ve kimliğine damga vurmuştur. Şehir aynı zamanda bir üniversite ve kültür merkezi olarak da anılır.
Aix, modern resmin öncülerinden Paul Cézanne’ın doğduğu ve ömrünün büyük kısmını geçirdiği şehir. Sanatseverler için şehir, bir açık hava müzesi gibi. Cézanne’ın atölyesi (Atelier de Cézanne), sanatçının eserlerini yarattığı haliyle korunmuştur. Boyalar, fırçalar ve mankenler hâlâ yerli yerindedir.
Bir başka durak ise Terrain des Peintres (Ressamlar Tepesi). Buradan Cézanne’ın defalarca resmettiği Sainte-Victoire Dağı’nı izlemek mümkün. Bu dağ, onun için sadece bir motif değil; ruhunun aynasıydı. Aix-en-Provence’a vardığımızda otel resepsiyonunun önerisiyle, Cézanne Rotaları (Les Chemins de Cézanne) boyunca küçük bir keşfe çıktık. İlk olarak Sainte-Victoire Dağı’nın eteklerine doğru yola koyulduk; dağın silüetini farklı açılardan görebileceğimiz manzara noktalarında durarak Ressamlar Tepesi’ne ulaştık. Ardından çevredeki taş evleri ve bağlarıyla kartpostalları andıran köyleri ziyaret ettik.
Aie-en Provence Gezi Rotası
Gezilecek Yerler: Her Köşesi Kartpostal Gibi olan Aix-en’de Marsilyanın kosmopolitliğinin aksine, rafine,elegan hatta aristokrat bir kültürün yansımalarını görüyoruz.
- Cours Mirabeau: Aix’in kalbi. Asırlık çınar ağaçlarının gölgesindeki bu geniş bulvar, hem zarif hem canlı. Tarihi konaklar, çeşmeler, kitapçılar ve kafelerle çevrili.
- Place d’Albertas: Barok tarzın zarafetiyle bezeli bu küçük meydan, mutlaka bir kahve molası verilecek yerlerden.
- Cathédrale Saint-Sauveur: Roma kalıntıları üzerine inşa edilmiş bu katedral, Gotik, Romanesk ve Barok unsurları bir arada taşıyor.
- Mazarin Mahallesi (Quartier Mazarin): 17. yüzyıldan kalma bu aristokratik bölge, mimarisi ve sessizliğiyle büyüleyici.
Granet Müzesi (Musée Granet): Cézanne dahil birçok önemli sanatçının eserine ev sahipliği yapan bu müze, Aix’in sanat damgasını güçlendiriyor.
Kafeler ve Restoranlar: Provence Mutfağının En Zarif Hâli
- Les Deux Garçons: 1792’den beri Cours Mirabeau’nun baş köşesinde duran bu tarihi kafe, Cézanne’ın, Picasso’nun ve Hemingway’in uğrak yeriydi. İçeri girdiğinizde sadece kahve içmez, tarihle sohbet edersiniz.
- La Fromagerie du Passage: Yerel peynirlerle yapılmış küçük tabakları ve Provence şaraplarıyla ünlü. Avlusunda oturmak başlı başına bir zevk.
- Le Formal: Modern Provence mutfağını şarap eşleşmeleriyle deneyimleyebileceğiniz zarif bir seçenek.
- Maison Nosh: Daha hafif atıştırmalıklar ve kahvaltılar için modern ve enerjik bir durak.
- La Table des Saisons: Sezonluk ürünlerle hazırlanan yaratıcı menüsüyle, yerel halkın da tercih ettiği gizli bir lezzet noktası.
Nerede Kaldık?
12-16 Şubat arasında güney Fransada idik. Seyahete çıkmadan sadece 12 Şubat marsilya- 13 Şubat Aix-en provence konaklamalarını ayarlamıştım. Ben genelde booking.com u tercih ediyorum. Le Concorde otelde kaldık. Otel kapalı otoparkı var. Son derece zarif,güzel bir oteldi. Biz kahvaltı almadık . Lokasyon ise bence harikulade idi. Cours Mirabeau en bilinen caddeye 3-5 dakikalık yürüme mesafesinde. Otopark ücretini ayrıca ödedik sanırım 15€ idi. Ayrıca resepsiyon bize aracımızla gezmemiz için yarım saat uzaklıktaki çevre köylerle ilgili ir rota önerdi. St.Victoria dağı Cezanne-Picasso vb. dönemdaş ressamlar için önemli bir dağ ve bölge pekçok resimlerinde yer almış.
Aix-e provence yüksek gelir grubunun yaşadığı bir bölge. bu sebeple yeme-içme,konaklama Marsilya, Avignona oranla biraz daha pahalı idi.
Bir başka küçük bilgide Aix-en Provence üniversiteleri ile ünlü. hem teknik, hem sosyal bilimlerde bölge Fransa’da öne çıkan üniversitelerden. gezerken çocuk ilerde Fransa’da da okuyabilir diyorsanız, bu bakış açısı ile de okulları da görebilirsiniz.
Aix-en-Provence, sadece gezilecek yerler değil; hissedilecek bir ruh hali sunar. Duru bir şiir gibi… Cézanne’ın fırçasında hayat bulan renkleri, çeşmelerin şırıltısıyla dans ederken, siz de zamanın çizgilerinden birkaç dakika çalarsınız. Provence’ın bu zarif köşesi, her adımda bir sanat eserine, her sokakta bir romana dönüşüyor.